Gazeteci-yazar Ugur Mumcu, katlinin 24. yilinda Kadiköy’de düzenlenen anma yürüyüsü ve Caddebostan Kültür Merkezi’nde gerçeklestirilen “Basin Öne Egilmesin” etkinligi ile anildi
Gazeteci-yazar Ugur Mumcu, katledilmesinin 24. yilinda Kadiköy’de iki etkinlikle anildi. Mumcu için ilk anma etkinligi Kadiköy Iskele Meydani’nda düzenlendi. Sonraki etkinlik ise Kadiköy Belediyesi ve Türkiye Gazeteciler Sendikasi’nin birlikte organize ettigi “Basin Öne Egilmesin” etkinligi oldu.
CHP Kadiköy Ilçe Örgütü’nün çagrisiyla 24 Ocak Sali günü Iskele Meydani’nda bir araya gelen yüzlerce Kadiköylü “Vurulduk Ey Halkim Unutma Bizi” pankarti ile Altiyol Meydani’na yürüdü. Her yastan Kadiköylünün katildigi yürüyüse Kadiköy Belediye Baskani Aykurt Nuhoglu, CHP Kadiköy Ilçe Baskani Ali Narin, Atatürk Düsünce Dernegi üyeleri ile temsilcileri de katildi.
“GERÇEKLERI SÖYLEYENLER OLACAK”
Ugur Mumcu’nun fotograflari ile Mumcu gibi katledilen diger gazeteci ve aydinlarin fotograflarinin tasindigi yürüyüsün sonunda CHP Kadiköy Ilçe Baskani Ali Narin basin açiklamasini okudu. Karanliktan beslenenlerin Cumhuriyet’in yazarlarini ve aydinlarini katlettigini söyleyen Narin, açiklamasina su sözlerle devam etti: “Ugurlarimizi, Metinlerimizi, Çetinlerimizi katleden bu karanlik, ülkemizi teslim almaya çalisiyor. Ama teslim olmayacagiz. Cemaatlerin devlette örgütlenmesinin nelere yol açacagini doksanli yillarin basinda Ugur Mumcu çok net söylemisti. Son bir yil içinde bu karanligin en kötüsünü yasiyoruz. Yüzlerce insanimiz bombali terör saldirilarinda hayatini kaybetti, yaralandi.”
Ugur Mumcu’nun ‘Insanlar sadece konustuklari seylerden degil, sustuklari seylerden de sorumludur’ sözünü hatirlatan Narin, “Raporlara göre dünyada 351 tutuklu gazeteci var. Bu 351 gazetecinin 146’si ne acidir ki Türkiye’de. Gerçekleri yazanlar, gerçekleri haber yapanlar issizlige ya da hapse mahkûm ediliyor. Ülkemizde 177 gazete ve TV kapatildi. Binlerce gazeteci issiz kaldi. Bütün bunlara ragmen gelecek güzel günlere dair umudumuzu ve inancimizi kaybetmiyoruz. Çünkü gerçekleri söylemekten ve yazmaktan korkmayan Ugur Mumcu’nun yoldaslari var” dedi. Narin, Ugur Mumcu sahsinda tüm basin sehitlerini anarak cezaevinde bulunan tutuklu gazetecilerle dayanisma içinde olacaklarini söyledi.
BASIN ÖNE EGILMESIN
Ugur Mumcu için ikinci anma etkinligi Kadiköy Belediyesi ve Türkiye Gazeteciler Sendikasi’nin birlikte düzenledigi “Basin öne egilmesin” programi ile devam etti. Caddebostan Kültür Merkezi’nde düzenlenen anma etkinligine çok sayida Kadiköylü katilirken, anma etkinligine Cumhuriyet gazetesi imtiyaz sahibi Orhan Erinç, Cumhuriyet gazetesi yazari Sükran Soner ve kisa süre önce cezaevinden tahliye olan dilbilimci Necmiye Alpay konusmaci olarak katildi. Anmada, tutuklu gazeteciler Kadri Gürsel, Musa Kart ve Turhan Günay’in cezaevinden gönderdigi mektuplar okundu.
“YAZDIKLARI HALA GEÇERLI”
Anma, Cumhuriyet tarihi boyunca öldürülen gazetecileri anlatan sinevizyon gösterimi ile basladi. Anmanin açilis konusmasini ise Türkiye Gazeteciler Sendikasi Genel Sekreteri Ilkay Akkaya yapti. Ugur Mumcu’nun 24 yil önce öldürülmesine ragmen yazdiklarinin hala geçerliligini korudugunu söyleyen Akkaya, “Bu ülkede yeni Ugur Mumcular, Turan Dursunlar yetisiyor. Meslegine sahip çikan gazeteciler hala var” diye konustu.
“BU SORUNU ÇÖZEBILIRIZ”
Akkaya’dan sonra sözü Kadiköy Belediye Baskani Aykurt Nuhoglu aldi. Siddet ve terörün ülkenin her alaninda yayildigini söyleyen Nuhoglu, “Ugur Mumcu, Abdi Ipekçi ve Çetin Emeç gibi gazeteciler bu terör saldirilarinin kurbani oldu” dedi. Anayasa degisikligine de deginen Nuhoglu, “Ben inaniyorum Cumhuriyet’in kuruculari daha zor kosullarda bu sorunlari çözdüler. Biz de bu sorunu çözebiliriz. Bu güce ve kararliliga sahibiz. Referandum ile beraber bu karanlik, aydinliga dönüsecek. Tüm devrim sehitlerimizi saygiyla aniyorum. Aydinlik bir Türkiye için daha dikkatli ve akilli bir mücadele verecegiz” diye konustu.
Nuhoglu’nun konusmasinin ardindan tutuklu gazetecilerin cezaevinden gönderdigi mesajlar okundu.
CEZAEVINDEN MESAJ VAR
Turhan Günay ve Musa Kart’in mesajini Sinir Tanimayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoglu okudu. Önderoglu Günay’in mesajini su sekilde aktardi: “Sevgili Ugur agabey açtigin yolda yürümeye devam ediyoruz. Basin öne egilmeyecek.” Önderoglu’nun okudugu metinde Musa Kart da salondakilerle su sözleri paylasti: “Bizi sevdiklerimizden, dostlarimizdan, isimizden ve kalemimizden ayirdilar. Ama vicdanimizdan ayiramadilar.”
Önderoglu, tutuklu gazeteciler için dayanisma içinde olacaklarini ve mücadeleye devam edeceklerini söyledi.
Gazeteci yazar Kadri Gürsel’in mesajini ise gazeteci Emre Kizilkaya okudu. Kizilkaya cezaevi kosullarinda mektuplasmanin çok zor oldugunu belirterek, Gürsel’in mesajini su sekilde paylasti: “Basin özgürlügünün baskilandigi, ifade özgürlügünün cendereye alindigi ve gösteri ve yürüyüs hakkinin yok sayildigi bu dönemde hapisteki gazetecilerin mücadelesine desteginizi sükran ile karsiliyorum. Silivri’de olmasaydim su an aranizda olacaktim. Verdiginiz mücadelenin ne kadar anlamli oldugunu daha iyi anliyorum. Siyasi operasyon ile 3 ay önce tutuklandik. Zaman geçiyor ve yargisiz infaza ugruyoruz. Bir suç delili olmadigi için yargi süreci erteleniyor. Gazeteciligin kriminalize edilmesi ve gazetecilerin cezaevlerinde tutulmasi basin özgürlügü meselesinin önümüzdeki süreçte gündemimizde olacak. Herkesi selamliyor. Mücadelenizde basarilar diliyorum.”
MUMCU’YU ANLATTILAR
Tutuklu gazetecilerin gönderdigi mesajlarin okunmasinin ardindan Orhan Erinç, Sükran Soner ve Necmiye Alpay kürsüye çikarak düsüncelerini paylasti.
Ugur Mumcu’yu kaybetmenin acisini ilk günkü gibi yasadigini söyleyen Orhan Erinç, “Ugur sadece bir gazeteci degildi. Gazeteciligin her alaninda uzmanlasmis bir dosttu. Onu arastirmaci gazeteci oldugu için öldürdüler. Yasadigimiz süreçte ise Ugur Mumcu gibi gazetecileri öldürmüyorlar ama süründürüyorlar ya da cezaevlerinde tutuyorlar” dedi.
Gazetecilik alanindaki mesleki sikintilarin her zamankiden daha yogun yasandigini belirten Erinç, “ Ugur Mumcu’nun kaybi hem gazetecilik için hem de Türkiye için büyük bir kayiptir. Bugün onun izinden giden meslektaslarimizin çogunlugu cezaevinde bulunuyor. Bunun nedeni adaletin artik olmamasidir. Bu süreci atlatacagimiza inaniyorum. Karamsar ya da umutsuz olmak gibi bir lüksümüz yok. Ugur Mumcu’ya verdigimiz sözleri yerine getirmek için mücadeleye devam edecegiz” dedi.
“BEDELINI AGIR ÖDEDI”
Orhan Erinç’in ardindan Cumhuriyet gazetesi yazari Sükran Soner konusma yapti. Ugur Mumcu’yu Mamak Cezaevi kapisinda tanidigini söyleyen Soner, “Tutuklu gazeteciler ile o dönemde de hep dayanisma içinde oldu. Hukuk birikimi ile dünyada benzeri olmayan bir gazeteciydi. Toplumsal meseleyi dert edinen herkes ile ortak bir zeminde bulusabilen bir insandi. Çok zeki bir insan olmakla beraber çok da çaliskan bir meslektasimizdi. Halki bilinçlendirdigi için öldürüldü. Ama Ugur Mumcu’yu sahiplenen binlerce kisi cenazeye katildi” diye konustu.
Türkiye’nin gazetecilik alaninda en çok bedel ödeyen ülkelerden biri oldugunu vurgulayan Soner, “Gerçeklere ulasmada sorunlar yasiyoruz. Ugur Mumcu’yu biz bu yüzden sevdik. Bizim adimiza çok önemli görevler üstlendi ve bedelini çok agir ödedi” dedi.
“TARIHIN YAZILMASINI ISTEMIYORLAR”
Sükran Soner’den sonra kisa zaman önce cezaevinden tahliye olan dilbilimci Necmiye Alpay söz aldi. Ugur Mumcu’yu diger aydinlari öldüren mekanizmanin katlettigini söyleyen Alpay, “ Ugur Mumcu’yu ve diger gerçek gazetecileri öldürdüler çünkü tarihin yazilmasini istemiyorlar. Onlari öldüren bir güç var. O güç hala is basinda ve hala güçlü. Günümüzde ise gazetecileri degil ama gazeteciligi öldürmekle mesguller. En iyi gazetecilerimizi cinayetlere kurban verdik. Belki de gazeteciligi bilince çikaramadigimiz için onlari kaybettik. Simdi de gazetecileri terörist diye damgalayip cezaevlerine gönderiyorlar” dedi.
CEZAEVINDEKI GAZETECILERE SELAM
Konusmacilarin ardindan cezaevindeki gazetecilere destek olmak için “Basin Öne Egilmesin” pankarti açilarak fotograf çektirildi. Ve gazetelerden tecrit altindaki gazetecilerin bu destegi görebilmesi için bu fotografin gazetelerde basilmasi rica edildi.
Gece, halk müzigi sanatçisi Erdal Erzincan’in söyledigi türkülerle sona erdi.